Kekemelik

Bugüne kadar yapılmış evrensel bir tanımı olmamakla birlikte International Classification of Diseases-10 (ICD)’a göre kekemelik, seslerin, hecelerin yada sözcüklerin sık sık tekrarlanması, uzatılması veya konuşmanın ritmik akışını bozan sık duraksama yada aralıklar olarak tanımlanır.

Kekemelik dile ait fonksiyonları ve konuşmanın motor kontrolünü içeren bir bozukluktur. Genetik ve çevre faktörlerinin etkileşimi tarafından şekillenen kekemelik, erken çocukluk çağında ortaya çıkan ve ilerleyen motor, dil, konuşma ve psikolojik yönleri içeren dinamik bir sistemle ilişkilidir. Kekemeliğin nedenlerini açıklamaya yönelik, genetik faktör, nörolojik sebepler, konuşma organlarında problem, solunum kontrolü ve konuşma organlarının kontrolü arasındaki uyumsuzluk, psikolojik sebepler, ailenin kritik gelişim aşamalarındaki yanlış tutumu, ailenin ve çevrenin çocuk üzerindeki baskısı gibi sebepleri temel alan birçok teori mevcuttur. Ama en yaygın görüş, sebebi ne olursa olsun psikolojik bir etken faktörün bulunduğu yönündedir.

Kekemelik sıklıkla 2-5 yaş arasında başlar, büyük oranda ilkokula başlamadan iyileşmesi daha kolaydır ve hatta birkaç öneriye uyulmasıyla kendiliğinden geçebilecektir.

En iyi iyileşme gösterme zamanı takılmalar başladıktan sonraki 6-36 ay arasında gerçekleşir, bu sebeple zaman geçirmeden bir odyoloğa, dil-konuşma patoloğuna başvurulması önemlidir.

Direkt ve indirekt terapi yöntemlerinden, çocuk, aile, okul başarısı ve sosyal çevre gibi etmenler değerlendirilerek seçim yapılır ve bireye özgü terapi programı planlanır. Terapide, yaşa göre çocuğun katılımı, ailenin ve çevrenin desteği çok önemlidir.